Yaralı Şifacı
"Şifacıların hayatı acaba nasıl?", "Terapistler gerçek hayatlarında acaba mutlu mu?",
"Beylik beylik konuşuyor bana ama acaba kendisi nasıl?" vs. Duyabiliyoruz bu soruları zihinlerinizden. :) Şimdi o merak ettiğiniz gerçeklikleri açıklamak istiyorum...
Çekirdek ailemin içinde ergenlik dönemime kadar birçok travma yaşamıştım. Sayısız...
İfade etmekten zorlandığım, ağlarken boğazımın düğümlendiği çok fazla anım oldu. Öfkeliydim. Kendimi zorbalık ile ifade etmeye çalışıyor ve kırılıyordum, kırıyordum. İhtiyacım olan duygu sevgiydi fakat bunu nasıl ifade edeceğimi bilmiyordum.
Spiritüele çok küçük yaşlarda merak sarmıştım ve yaşama geliş amacımı arıyordum. Derinleşmekten korkan bir tarafım olmasına rağmen özgür ruhum arayıştaydı, sonu olmayan bir merakın içine düştüm. Okudum, çalıştım, araştırdım, beynimi yedim. Canım acıyordu ama içine düştüğüm bu merak, bana yeni bir yaşamın penceresini açmıştı bile.
Yaralıydım... Şimdi gülerek anlattığım her şey zamanında nefesimi kesiyordu. İyi ki de olmuş her biri, iyi ki yanmış o kadar canım. Yanmadan var olunmuyormuş çünkü. Öğrendim ve teslim oldum. Teslim olmamak için nasıl direndiğimi anlatamam...
Şimdi hayatım nasıl mı? "Ee Devrim, ne oldu geçti mi acıların?" Çocukluk acılarımın, mutsuzluklarımın tamamı geçti. Artık sevgiye öfkeli değilim. Kırılmaktan korkmuyorum. Ama kırmamak için çaba gösteriyorum. Dokunduğum herkesi kalbimle seviyorum. Yaralı bir şifacı, yaralı bir terapist, hayatınıza dokunduğunda sizi sevgiyi hissetirir. Gerçek mutluluğu biliyorum ve gerçek mutluluğu paylaşmak, çoğaltmak istiyorum. Teslim ol. Seni Seviyorum.